İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden “Ramazan’da sağlıklı ve dengeli beslenme” değerlendirmesi
İstanbul Bilgi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Birsen Demirel, ramazan ayında sağlıklı ve dengeli beslenmenin vücut sağlığı için büyük değer taşıdığını belirtti.
Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirel, Ramazan ayında hafif iftar, akşam yemeği, sahur ve ara öğün olmak üzere 3-4 öğün yemek yemenin değerli olduğunu anlattı.
Lif içeriği yüksek besinlerin tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Demirel, Ramazan ayıyla birlikte oruç tutanların günlük beslenme ve öğün sayılarının değiştiğini belirtti.
Oruç tutanların açlık süresinin uzun olması nedeniyle beslenmelerine daha fazla önem vermesi gerektiğini vurgulayan Demirel, şöyle konuştu:
“Oruç sırasında günlük su ve besin tüketiminin azlığından dolayı metabolizma hızı yavaşlayabilir. Ramazan ayında yeterli ve istikrarlı beslenme için en az 2 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Uzun bir açlıktan sonra aç karnına aniden doldurmak ani tansiyon ve şeker yükselmelerine, mide ağrısına, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına neden olabilir. Öğünlerin hafif iftar, akşam yemeği, sahur ve ara öğünler şeklinde 3-4 öğün şeklinde düzenlenmesine özen gösterilmelidir.
Unutulmamalıdır ki sahura kalkmamak veya sahurda sadece su içmek israftır. Sahurda sadece su içmeye niyet, açlık kan şekerinin günün erken saatlerinde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olur. Yavaşlayan bir metabolizma da kilo alımına neden olabilir.
Demirel şöyle devam etti:
” İftarda hızlı yemek yemek hazımsızlık ve reflü riskini artırır. Yiyecekler yavaş tüketilmeli ve yeterince çiğnenmelidir. Bunu önlemek için iftara çorba gibi hafif yiyeceklerle başlanmalı, az yağlı et yemeği, sebze yemeği ile devam edilmelidir. veya 15-20 dakika sonra salata, yoğurt” Ana yemek olarak ızgara, haşlama ve fırın yemekleri tercih edilmelidir. Beyaz ekmek ve pirinç gibi kan şekerini çabuk yükseltip sonra hızla düşüren glisemik indeksi yüksek besinler yerine bulgur pilavı, tam buğday unlu ekmek veya tam buğday makarna gibi lifli besinler tercih edilmelidir.”
“İftar ve sahur arasında bol su içmek önemli”
İftar ile sahur arasında bol su içmenin önemine vurgu yapan Demirel, vücudun su dengesinin sağlanması için en az 2-2,5 litre su içilmesi gerektiğini belirtti.
Aşırı şerbetli ve yağlı tatlılar yerine sütlaç, gulaç, puding gibi sütlü tatlılar veya meyveli tatlıların tercih edilmesini öneren Demirel, “Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta yenen ölçü, yenen süre ve yeme sıklığıdır. Tatlıyı yemekten iki saat sonra yemek daha iyi olur.” değerlendirmesini yaptı.
Sahurda ağır öğünlerin tercih edilmemesi gerektiğini belirten Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sahur ağır yemeklerden oluşuyorsa gece boyunca metabolizma hızı hormonal olarak düştüğü için tüketilen besinler daha hızlı yağa dönüşür. Süt, yoğurt, peynir, yumurta, az yağlı sebzeler ve az yağlı sebzeler gibi yüksek proteinli besinlerden oluşan bir kahvaltı veya çorba. sahurda bakliyat ve tam tahıllı ekmek.Tek öğün tercih edilmeli.Çok yağlı,tuzlu ve ağır yemeklerden kaçınılmalı.Sahurda çok baharatlı ve yağlı yemeklerin tercih edilmesi uykuya dalmayı zorlaştırabilir.”
Demirel, beslenme değişikliği nedeniyle oluşabilecek kabızlığı önlemek için öğünlerde baklagiller, tam tahıllar ve sebzeler gibi lif oranı yüksek besinlerin tüketilmesi gerektiğini, ceviz, fındık, badem gibi taze ve kuru yemişlerin tüketilmesi gerektiğini anlattı. ara öğünlerde tüketilir.
İftar yemeğinden sonra kısa yürüyüşler yapmanın hazmı kolaylaştıracağını belirten Demirel, kronik hastalığı olan bireylerin de oruç öncesi oluşabilecek sağlık sorunlarının önüne geçmek için hekime başvurmalarını tavsiye etti.